Ne güzel dost ne güzel yârendin sen Ya Ebubekir. Seni Peygamber sevdi. Her şeyden evvel Allah sevdi. Hani bir gün Efendimiz sana bir yüzük vermişti de üzerine Lâ İlâhe İllallah yazdırmanı istemişti. Senin o ummanlar kadar geniş gönlün elvermedi küçücük yüzükte bile Allah ve resulünün isimlerini ayırmaya. Yüzüğe Lâ İlâhe İllallah Muhammedurrasulullah yazdırdın. Allah'ın çok hoşuna gitmişti o latif davranış. Emretti Cebrail'e, çabuk git buyurdu. Habibimin yüzüğüne Ebubekir ismini yaz. Çünkü Ebubekir benim ismimle Habibimin isminin ayrı olmasını uygun bulmadı. Ben de Habibimin ismiyle Ebubekir ismini ayırmayı uygun görmedim demişti. Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi. Aşere-i Mübeşşere'nin ilki. Bütün güzel huyların zirvesi. Cömertlikte kimsenin geçemediği. Ne güzel insandın sen. Ne muttaki ne şerefli bir kuldun sen Ya Ebubekir. Sen rabbini ben ondan razıyım o da benden razı mı hitabına mazhar oldun. Dünyadayken cennetle müjdelendin. Sen ne güzel bir doğrulayıcıydın. Allah Rasulü ne derse doğrudur diyerek sadakatini gösterir, müşrikleri çileden çıkarırdın. Bu yüzden Sıddik'tın. Bu yüzden ismin kâinatın Efendisi ile beraber anılmaktaydı. Sen öyle bir insandın ki, Rabbin senin çektiğin içten bir aha karşılık neler lutfetmişti sana. Senin sıkıntılarının dahi güzel sonuçları olmuştu. O günlerde Rasulallah Ashabıyla cihad hazırlığı içindeydi. Bu cihada gitmek için yanıp tutuşan henüz 15 te çiçeği burnunda bir mert vardı. Nevfel. Efendimizin yanına gelerek ona bu isteğini arz etmişti. Ancak bir sorun vardı. Nevfel'in hasta anası razı değildi bu gidişe. Ancak Nevfel cihad aşkıyla yandığı için ısrar ediyordu. Anacığının yüreği dayanır mıydı onun bu onun bu yalvarışlarına
Hatemül Enbiya Fahir-i Kainat efendimizin yanlarına gelerek ”Ya Rasulallah ben şu oğlumu sana teslim ediyorum. Savaşta senin sevdiklerinin yanında olsun dedi. ve Onu Resul-ü Zişan efendimize emanet etti. Resullullah çok sevinmişti bu duruma .
Nevfel kılıcını kuşanıp bir aralan gibi küf far üzerine kükremeye başladı meydan-ı harpte…Çetin bir savaştı.Ve sonunda Annesinin korktuğu başına gelmişti,Nevfelinse ençok arzuladığı şey…ŞEHADET..
Nevfel bir ok yarasıyla şehit düşmüştü.
Efendimiz onun şahadet haberini aldığı zaman” Allah sana rahmet etsin .Yarın huzur-u ilahide bu başın arşın altında ve misk kokusu içinde olacaksın” diye dua buyurdu ve ardından cenaze namazını kılıp defnettiler.
Efendimiz ayak parmaklarının üzerine basarak yürüyordu namazın ardından. Bunun hikmeti sorulduğunda şöyle buyurdu İki cihan güneşi.”Beni peygamber olarak gönderen Allama yemin ederim ki; Nevfel in Cenazesine gelen meleklerin çokluğundan ayaklarımı basacak yol bulamıyorum. Bir melek kanadını benim ayağıma serdi de ona basıyorum”.buyurmuşlardı.
Harp bitmişti.Medine de bekleyen kalabalıklar içinde Nevfel in yaşlı annesi de vardı. Resul-u Ekrem i görür görmez huzuruna varıp Nevfel in halini sordu.Efendimizin gözleri doldu.
Kelimeler boğazına düğümlendi.
Nasıl söyleyecekti ne diyecekti bu yaşlı kadına
Mübarek işaret parmağıyla arkasından gelmekte olan hz. Ali yi işaret etti.O da Resullullahın söyleyemediği bir şeyi söylemekten kaçındı.
Nevfel in annesi Askerlerin en arkasında bulunan senin yanına gelmişti ya Ebubekir
Sen mübarek sakalını ağzına alıp:
”Ya Rabbi Habibin gönül yıkmaktan sakındı. Nevfel in şehit olduğunu söylersem ona muhalefet etmiş olurum.Söylemezsem yalan olur .Sen bana yardım et. Ya bana ilham ile ne diyeceğimi bildir. Ya da bu hatun un kalbine sabır ve tahammül gücü ver. dedin.Ardından mübarek sakalını ağzına alıp
” Ya ALLAH” nidasını eder etmez ………bir de ne göresin.
Okun yaydan fırladığı gibi.Nevfel Atına binmiş,
Elinde bir kılıç Kan revan ,içinde Tozu dumana katarak gelmektedir.
Doğruca huzuruna varır.
Buyrun beni çağırmışsınınız ye Ebubekir elini öper… Ashaba şaşkınlık içerisindedir.
Efendimiz bu arada mescide girip namaz kılar. Nevfelde ardından mescide girer. Hatamül enbiya:
”Bu ALLAHın ayetidir. ”dedi.
”Acaba kimin sebebiyle zuhur etti?”.
İşte tam o sırada Cebrail (as) gelerek ALLAH'ın selamını getirdi:
”Ye Resulallah şükür secdesi eyle. Cenaba-ı ALLAH İsa (as) gibi senin ashabından birine de ölüleri diriltmek salahiyeti verdi. hZ. Ebubekir bir daha ALLAH deseydi. Bütün şehitler diriltilecekti.”
Kainatın efendisinin o mübarek dudakları senin sakalından öptü ve:
”Hak teali sana büyük bir ikramda bulundu. ALLAH a hamdı olsun ki bana Hz İsa gibi ölüleri diriltme izni verilen bir ümmet nasibe etti.”dedi.
Sen ne güzel bir ümmettin
Ne güzel bir kuldun ki Rabbim senin üzülmene dayanamadı.
Senin için ye Ebubekir en sevdiği şehitleri bile diriltmeye kalktı.
Sen ne güzel ALLAH dostuydun Ya Ebubekir ne güzel.
Mehmet Can - Hz.ebubekir Şarkı Sözüne henüz yorum yapılmamış. Mehmet Can - Hz.ebubekir şarkı sözüne ilk yorumu siz yaparak katkıda bulunabilirsiniz.;