Deep Purple - Burn Türkçe Şarkı Sözü Çevirisi

Deep Purple şarkıcısının popüler şarkılarından Burn şarkısının sözlerini sizlerle paylaşıyoruz. Deep Purple - Burn Türkçe Şarkı Sözü Çevirisi sitemize 12 Eylül 2015 Cumartesi tarihinde admin tarafından eklenmiştir.

The sky is red, I don't understand,
Gökyüzü kırmızı, anlamıyorum
past midnight I still see the land.
Gece yarısı geçti, hala karayı görüyorum
People are sayin' the woman is damned,
İnsanlar kadın lanetli diyor
she makes you burn with a wave of her hand.
Elinin bir dalgasıyla seni yakar
The city's a blaze, the town's on fire.
Şehir alevde, kasaba yanıyor
The woman's flames are reaching higher.
Kadının alevleri yükseğe uzanıyor
We were fools, we called her liar.
Biz aptaldık, ona yalancı dedik
All I hear is "Burn!"
Bütün duyduğum, "Yan!"

I didn't believe she was devil's sperm.
Onun şeytanın spermi olduğuna inanamadım
She said, "Curse you all, you'll never learn!
Dedi ki "Hepinize lanet olsun, asla öğrenemezsiniz!
When I leave there's no return."
Gittiğimde, geri dönüş yok"
The people laughed till she said, "Burn!"
Söyleyene kadar insanlar güldü "Yan!"
Warning came, no one cared.
Uyarı geldi, kimse umursamadı
Earth was shakin', we stood and stared.
Dünya sallanıyordu, durduk ve baktık
When it came no one was spared.
O geldiğinde, kimse çok değildi
Still I hear "Burn!"
Hala duyuyorum "Yan!"

You know we had no time,
Zamanımız olmadığını biliyorsun
we could not even try.
Deneyemedik bile
You know we had no time.
Zamanımız olmadığını biliyorsun

You know we had no time,
Zamanımız olmadığını biliyorsun
we could not even try.
Deneyemedik bile
You know we had no time.
Zamanımız olmadığını biliyorsun

The sky is red, I don't understand,
Gökyüzü kırmızı, anlamıyorum
past midnight I still see the land.
Gece yarısı geçti, hala karayı görüyorum
People are sayin' the woman is damned,
İnsanlar kadın lanetli diyor
she makes you burn with a wave of her hand.
Elinin bir dalgasıyla seni yakar
Warning came, no one cared.
Uyarı geldi, kimse umursamadı
Earth was shakin', we stood and stared.
Dünya sallanıyordu, durduk ve baktık
When it came no one was spared.
O geldiğinde, kimse çok değildi
Still I hear "Burn!"
Hala duyuyorum "Yan!"